Kendini mi kaybettin?

Gel birlikte arayalım...

5 Ağustos 2012 Pazar

KENDİNİ BULMAK

"Yeniden sabah gelip seni göreceğim." dedi ve ufukta kaybolmuş bir balıkçı teknesi gibi demir aldı yalnızlığa.

Çok uzun yıllar boyu mavisini kaybetmiş bir okyanusun ortasında kalakaldı öylece. Ne bir bir martı sesi işitti ne de derinlerden gelen bir balığın yaşama bağlanışını gördü. Tek bir noktaya çakılmış karanlık gözleri güneşi arıyordu. Ufuğun kızıllığı sulara yayılıp kendisine ulaşıyor ve içine şerbet gibi damlıyordu.

Güneş her defasında ufuğa tırmanıyor fakat elini sallayarak geri çekiliyordu.  Uzunca bir zaman yüzünü göstermek gibi bir niyeti de olmadı. O ise O'nu görmek için sabahı bekliyordu çaresiz.

Sonra okyanusa daldırdı ellerini ve bir parçasını avuçlarına aldı. Baktı, baktı, baktı. O'nu göremedi. Öyle koyu bir karanlık vardı ki O'nu görmesine imkan tanımıyordu bile. Sonra avuçlarındaki küçük okyanus parmakları arasından kayıp gitti. Yıldızlara düşman oldu; karanlığa nefret duydu. Aşıktı sabaha ama olmuyordu. Güneş bir an önce gelip O'nu O'na vermiyordu.

Dalgaları hissetti ayak uçlarında. Sonra farketti yalınayak okyanusun üzerinde saatlerdir gezindiğini. Bir toprak gibi ayakları altına serilmiş koca okyanus biteviye çırpınıyordu. Bu gerçek aklına; güneş ise ufka düştü.

Mavisini bulmuş serin sularda gülen yüzünü gördü. Yani her şey dediği gibi oldu.Yarın geç de olsa olmuş ve O, O'nu görmüştü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder